MİKOLOJİ
“Mikoloji” diğer adıyla “Mantar Bilimi”, canlılar aleminde “Fungi” ve “Protista” aleminde yer alan mantar olarak bilinen organizmaları inceleyen bilim dalıdır. Gerçek mantar olarak bilinen organizmalar ökaryotik, klorofilsiz, tipik olarak flamentöz, spor meydana getiren ve çeperleri esas olarak kitinden oluşan canlılardır. Bunun yanında Protista aleminde yer alan ve çeperlerinde kitinle birlikte selüloz veya sadece selüloz içeren bazı organizmalarda mantar olarak isimlendirilmektedir.
Mantarların sınıflandırılmasında sıklıkla değişiklikler göze çarpmaktadır. Bunun sebebi olarak mantarlar hakkında yeni verilerin elde edilmesi ve uygulanan yeni teknikler gösterilebilir. Sınıflamada kullandığınız karakterler değiştikçe sınıflamada da değişikliklerin olması kaçınılmazdır. Sınıflandırma bir taraftan mevcut taksonları isimlendirme ve verilerini toplama işi yaparken bir yanda da nasıl meydana geldikleri konusunda araştırmalar yapar. Mantarlar ekolojik sistem içinde artık organik maddelerin besin zincirinde döngüsel hareketini sağlamalarını temin ederler. Yaşamın idamesinde önemli rol oynarlar.
İnsanlar, mantarlar hakkında elde edilen veriler ışığında yaşantısının içinde bu canlılara bir şekilde yer vermiştir. Bazı mantarları besin, bazılarını ilaç, bazılarını da çeşitli endüstriyel maddeleri elde etmek için kullanma yolu bulmuşlardır. Bugün dünyada oldukça geniş bir yer bulan organizma olarak mantarların insan yaşamında da önemli bir yerleri bulunmaktadır. Bazen bir hastalık, bazen de lezzetli bir yiyecek, bazen de önemli bir gelir kaynağının esas objesi olarak yerlerini alırlar.
Bugün doğrudan besin kaynağı olarak doğadan toplamak suretiyle veya kültürü yapılarak kullanılan çok sayıda mantar bulunmaktadır. Bu mantarlar diğer mantarlardan daha çok dikkat çekerler. Bu mantarların sahip oldukları çıplak gözle görülebilen bir üreme yapıları bulunmaktadır. Bu üreme yapılarına bilimsel olarak “Fruktifikasyon organı” kavramı kullanılmaktadır. Yani ormanlarda, çayırlarda veya ağaç üzerlerinde mantar olarak bilinen yapılar mantarların fruktifikasyon organlarıdır. Bu mantarların vejetatif yapıları; toprakta, ağaçta veya organik artıklar içinde gelişen miselyum adı verilen flamentöz yapıdaki hücrelerden oluşan kısmıdır. Mantar hücrelerine “hif” veya “misel” adı verilir. Hücrelerin tamamına da “miselyum” denmektedir. Hif; genellikle iplik şeklinde uzayan septasız(bölmesiz), çok çekirdekli olabilen mantar hücrelerine, Misel ise; septumu olan, oval, yuvarlak veya dikdörtgene yakın silindirik şeklinde olabilen, bir veya iki çekirdekli hücreler için kullanılan bir kavramdır.
Mantarlar bitki değildir. Bitkilerdeki gibi kök, gövde ve yaprakları bulunmaz. Özellikle gözle görülebilen fruktifikasyon organlarına sahip olan ve makrofungus veya makromantar olarak adlandırılan mantarların toprağa veya ortama bağlantıları vejetatif yapıları olan miselyum sayesindedir. Yani mantarların kökü yoktur. Topraktan veya ağaçtan mantarı aldığınızda elma ağacından elmayı koparmış gibi olur. Toprakta veya ağaçta olan vejetatif yapılar uygun ortam olduğu sürece gelişmelerine devam ederler. Bazen bazı mantarlar olumsuz şartları atlatmak için dinlenen yapılar da oluşturabilirler.
Makrofungusların dışında mikrofungus olarak isimlendirilen ve daha çok miselyum ile sporları ve üreme yapıları ile tanınan mantarların sayıları da oldukça fazladır. Mantarların tür sayıları hakkında farklı kaynaklarda çeşitli sayılar verilmektedir. Mantarlar aleminin yaklaşık 150.000 tür temsil edildiği, bunların 35.000 kadarının da makrofungus olarak bilinen türlerden oluştuğu tahmin edilmektedir.
Makrofungusları gıda açısından genellikle yenen, zehirli ve yenmeyen olarak gruplara ayırmak mümkündür.
Doğrudan besin olarak kullanılan ve genellikle tabiattan toplanarak elde edilen yenen makrofunguslar, insanlar için gıda ve ekonomik açıdan önemli bir yere sahiptirler. Birçok makrofungus türü özellikle orman köylüsü için ciddi bir gelir kapısıdır. Sadece gıda için mantar toplayanlar için ise belli mevsimlerde değişik lezzetler ve aktivite nedeni olarak makrofunguslar popüler olurlar. Ancak mantarların bazılarının ürettiği metabolitler insanlar için toksik etki gösterebilmektedirler. Mantarların metabolizmaları sırasında ürettikleri, özellikle insanlar için akut, latent veya kronik tarzda zehirlenmelere neden olan maddelere mikotoksin adı verilir. Mikotoksinlerin bazıları insanlar için öldürücü olabilmektedir. Bundan dolayı içerisinde veya üzerinde mantar üremiş besinlerin tüketilmeleri zaman zaman tehlikeli durumlar oluşturabilir. Bu tip besinlerin tüketilmemeleri gerekir.
Zehirli makrofunguslarda da toksin karakterli metabolitler üretilmektedir. Dolayısıyla makrofungusları tabiattan toplarken ayrı bir dikkat gerekmektedir. Özellikle birbirine benzer zehirli ve yenen mantarların iyi tanınmaları, karıştırılma ihtimalini azaltacaktır. Zehirli makrofungus türlerinin sayısının az olması nedeni ile özellikle önemli zehirli makrofungus türlerinin öğrenilmesi zehirlenme olaylarının azalmasına sebep olabilir.
Yenen ve zehirli mantarların dışında kalan, genellikle herhangi bir zehirli metabolit içermeyen ancak yapısı itibari ile besin olarak tüketilmeye uygun olmayan mantarlar da yenmeyen mantarlar olarak tarif edilmektedir. Ancak bunlar yenmese de farklı şekillerde değerlendirilebilmektedir.
Mantarlar insanlar fark etmese de hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.
Prof.Dr. Gıyasettin KAŞIK
Mikolojik Araştırmalar Derneği
Mikolojik Araştırmalar Derneği hakkında sorunuz mu var?
mikoder42@gmail.com
0532 483 51 31
KONYA